korkulmak korkmak |
korkulu ağır, kritik, netameli, tehlikeli, vahim |
korkunç güçlü, müthiş |
korkusuz pervasız, yürekli |
korkusuzluk yürek |
korkutan korkulu |
körlemeden bilmeden |
korluk mangal |
körlük frengi |
korna sinyal |
korna çalmak sinyal vermek |
korner köşe |
körpe genç, güzel, hoş |
korse lastik |
korte flört |
kortej alay, maiyet |
korteks kabuk |
koru meşecik |
korucu meşebeyi |
körüklemek kışkırtmak, pompalamak, tahrik etmek |
koruma himaye, muhafaza, müdafaa |
korumacılık himayecilik |
korumak bakmak, beklemek, esirgemek, gözetmek, gözlemek, himaye etmek, kollamak, müdafaa etmek, sakınmak, saklamak, savunmak |
korunan mahfuz |
koruncak mahfaza |
korunmak sakınmak, sığınmak |
korunmuş mahfuz |
korunum muhafaza |
koruyan hafız |
koruyucu hami, kalkan, muhafız |
koruyuculuk himaye |
koşa çift, eş, ikiz |
koşam avuç |
köşe bucak, çene, ibik, künç |
köşe yazısı fıkra |
kösele gön |
kösele suratlı utanmaz |
köşk kulübe |
koskoca muazzam |
koskocaman büyük, geniş, muazzam |
koşma ek |
koşmak eklemek, izlemek, kaçmak, kovalamak, yüğürmek |
kösnü şehvet |
kösnümek kızmak |
kostak kabadayı, kibar, yakışıklı, yiğit, yürekli, zarif |
köstek bukağı, cidar, engel |
kösteklemek bukağılamak, engellemek |
koşturmak çabalamak, uğraşmak |
koşu koşun |
koşuk koşma, şiir, türkü |
koşul şart |
koşullar şerait |
koşulma iltihak |
koşum takımı koşum |
koşun koşu, ordu, saf, yarış |
koşuntu tayfa |
koşuşturmak koşmak |
koşut paralel |
kota had, norma |
kotarmak boşaltmak, hazırlamak |
kötek baston, dayak, sopa |
kotlamak şifrelemek |
kotlet pirzola |
kötü acı, aşağı, aşırı, berbat, çok, döküntü, duman, fena, ibret, kaba, kaput, kara, kör, melun, nadan, nahoş, pis, sıfır, şer, tehlikeli, yaman, yaş |
kötüleme gıybet, jurnal |
kötülemek gammazlamak, kesmek, pislemek, yamanlamak |
kötülük şer |
kötümser bedbin, bozuk, karamsar, pesimist |
kotur uyuz |
kötürüm oturak |
kov gıybet |
kovalamak izlemek, koşmak, kovmak, takip etmek |
kovan arı peteği, arı teknesi, yayık |
kovcu gammaz |
kovculuklar tezvirat |
kovlamak gammazlamak, kötülemek |
kovmak atmak, defetmek, gözetmek, kovalamak, savmak, sepetlemek, süpürmek |
kovuk koğuş, oyuk |
kovuşturma istintak, takibat, takip |
kovuşturmak takip etmek |
kovuşturulma takip |
köy kent |
köy muhtarı muhtar |
köy yeri köy |
koyak vadi |
köydeş köylü |
koygun acıklı, dokunaklı |
köylü kaba, kentçi, kentli |
köylük yer köy |
koymak almak, atmak, ayırmak, bırakmak, çekmek, dokunmak, eklemek, etkilemek, katmak, salmak, terk etmek, vazetmek, vurmak, yakınmak |
koyu derin, katı, tok, yoğun |
koyulaşmak koyulmak |
koyulaştırma teksif |
koyulmak başlamak, çıkmak, girişmek, konmak |
koyun kucak |
koyun bakışlı budala, şaşkın |
koyun dede aptal |
koyuntu keder, sıkıntı, üzüntü |
koyuverme mola |
koyuvermek koymak, salmak |
koz ceviz |
koza barama, kozalak |
kozak kozalak |
kozalak koza, şiş |
kozgalan isyan, başkaldırı |
kozmos evren |
Можете поискать примеры использование слово Эл-Создук:
Эл-сөздүк | Другие сервисы... | 0.1026 сек. |