dalalet |
dalamak |
dalan |
dalaş |
dalaşma |
dalaşmak |
dalavere |
dalavereli |
dalbadal |
daldalanmak |
daldırmak |
dalga |
dalgalandırmak |
dalgalanmakkaynamak, kıpırdamak, yüzmek |
dalgı |
dalgın |
dalgınlıkdalga, dikkatsizlik, gaflet |
dalkavuk |
dalkavukluk etmek |
dallama |
dallamak |
dallı budaklı |
dallı güllü |
dallık |
dalmakcummak, uyuklamak, uyumak |
daltaban |
damahır, cezaevi, çatı, örtü |
damar |
damarı bozuk |
damarlı |
damat |
damgaişaret, kaşe, mühür, nitelik |
damızlık |
damla |
dandik |
dandini |
dangadak |
dangalak |
daniska |
danış |
danışık |
danışıklı dövüş |
danışıklık |
danışkan |
danışmaistişare, konuşma, müracaat, müşavere, müzakere |
danışmak |
danışman |
dans |
dantel |
darancak, az, ev, mahdut, sıkı, yetersiz, yurt |
daraç |
darağacı |
daralmakazalmak, bunalmak, küçülmek, zayıflamak |
daraltmakkasmak, kısıtlamak, kısmak |
darbe |
darbelemek |
darbetmek |
darbımesel |
dargın |
darı |